14 Haziran 2021 Pazartesi

Kahrolsun 2008

On dört sene ve her gece, Her gecem ayrı bir sene
Müjdeli yaşıyorum bu hayatı, Duygularımsa zaten kapitalist
Sanmayın ki sosyal ve eleştirel, Yok yok ne ismi var ne saçı
Kara değildi kaşları ve kalemle konuşmazdı, Nede olsa  gündüz kuşları
Duygum kırık kalbimse katı, Mahzen misali bakışları dipten dibe
Kibbele'nin kapısından geçti çok oldu, Marttı yine ey kalbim müjde
Mart ayı lanet ayı belki de, Kırılmadı bu döngü ama kırılmalı
Nefes olsun bu cana, Rahmet ile gelsin diye
On dört sene her ayım, Her ayım on dört gün
Her günüm on dört gece, Her gecemse on dört sene
Tam on dört sene...
Rakamlara göz kırpıyorum, Beş ile flörtüm belki de
Boy veriyor denizimde, Oysa rengim bile kırmızı
Tanrıya ikramım oldu, Söz verdik kendimize
Sanma ki satırım rakamsız, 33'ü nereden bileceksin
Üç ile  başlayan Postegrom, Dört  zaten Alevli
Uğurlu sayım yok ki, Beş ise Pontegromdur benim
Mesajlarım çok mu dersin, Ama bahar heyecanlı
Kahrolsun kuru devrimler, Teşekkürlü merhaba
Düzensiz mısralara hastayım, Gevşek bir rasttayım
Koşuyorum ama durgunum, Kim bilir belki de kıskanıyorum
Malum çağlar utangaç sırlar, Kavaklar zaten yel'liydi
Hocaların çantasında neler var acaba
Ses geldi, Sesi geldi sonra Kendi geldi
Sonra Gitti...
Anonim bir yokum biliyorum, Doğum haritam belli
Elinde bilezik öyle hünerli, Heykel gibi hayatım zaten traşlı
Üç numara bakışlarıyla, kulaklıkta Emelden LOST var
Sokaklarımda mücahitler, Zalime zalimce  savaşçı
Söz var Tanrıdan, Önüm sis ve ardım siste
Kahrolsun İki bin sekiz
Kahrolası 2008...[İ.G]
Görsellerin çizimleri bana aittir.

8 Haziran 2021 Salı

Gard'ım Düşük

Ölümün tılsımı var elimde. Günlerden bir morphy günü ve ben selam çakıyorum göğün göğsünden. Kaotiğim son zamanlarda ve yıllar önceki bir pasaj dilimde.

" Mantıklı gelen intiharlarım var benim . Sebepsiz ölmüyorum ki kendi dünyamda."

Benim dünyamda zalimler de yok mazlumlar da.
İç geçiriyorum kendime ve ben su üstünde yürüyebiliyorum. Su hayattır bilir misiniz oysa ben yanıyorum. Aklım Hemen feridundüzağaç'a gidiyor ve açıyorum Alev Alev şarkısını. Anlamı çok çok büyüktür bu şarkının benim için. Her ahengime  renktir ve her daim raks eder benimle. Dünya aheste şu anda ağaçlar bile salıncaklı.
Diyor ya şarkıda
"KENDİMİ KAYBEDİYORKEN OLMAKTAN KORKTUĞUM YERDEYİM! SENDEYİM!"
Ne kadar da derin değil mi?
Sahi ben olmak istediğim yerde miyim ?
Öyle malayani konuşmuyorum ki. Haz peşinde koşuyorum yani. Bilgi benim haz'zım ve belki put'um. Sanmıyorum ki bilmediğime tapıyorum. Yaptığımı ben bilerek yapıyorum ve dahi ben bile bile yanıyorum.
Bildikçe haz alıyorum ve haz alıyorum ben bilgilendikçe...
Koşacak gücü de bulamıyorum kendimde ve muhtemel ara renk olamayacak kadar aromatiğim.
Hee birde korkağım ben. Kendime bir bilet dahi kesemeyecek kadar. Duvarına yaklaşamayacak kadar.
İçimden geçti böyle söylemek .
Geldiğinizce gelebilirim derdim hep ve biliyorum ki tuttuğunuz kadar bırakmayacağım.
Öyle ise azrail ile olan mektubuma geçiyorum .
Ruhumu satamayacak kadar da beceriksizim.
Toplumsal bir acı içimde. Göğsümde ise onun bakışlar korusu. Anısı ise sahte, kelimeleri bir tiyatro  aklımda ise büyük bir sahne. He ayrıca Kelimelerim hem kedi hem faredir bilesiniz.
Dinlemek sıkıcıdır galiba, sanırım, eminim ve bilmiyorum .
Ve bir Mayıs günü morphy'i selamlıyorum.
Göğün göğsündeyim gardım düşük
bir adım bekliyorum... [05.05.2021] [İ.G]



7 Haziran 2021 Pazartesi

Popülizm

Normalde kalemim art arda açılmaz sevgilisine. Biraz tripli biraz da masumane utangaçtır kendisi.
Mahzenden çıkartır kelimeleri özür dolu cümleleriyle eyhaneme...
Ismarlamaz duygusunu
zaten
yoktur onun ısmarlama duygusu.
Olağanca sıcak ve olağanca deli...
Ne Filistincidir, Ne doğu Türkistan'cı, Ne denizde ölen Mülteci ne de Afrika'cıdır kalemim...
İçi hep yanar bunlara ve yandıkça adım atar ileri.
Medyatik bir zamanı da yoktur popülist değildir kendisi...
Acıya kardeşti eskiden duvarları üstüne gelse de.
İdama götürse de tutacaktı elbette verdiği her sözü kendisi.
Hayat işte akışta gerekti.
Kimimiz son şişe şaraba aşık, kimimiz şaraba düşürene
Kimimizin alnı secdede kimimizin göklerde...
Ismarlama duygumuz yoktur
ki bizim 
İçimiz bin parça ama dışımız tekil.
Diyecek sözü kalmayanlar elif der başlar cümlesine ve cümlesi yarım kendisi yarım elif yarım...
Ha ben
Ben Kırmızıcıyım.

İçim de dışım da kırmızıdır benim.
Eskiden turkuazdım rengim anca denizlerdeydim...
Belkili cümlelerim ihtimaldir elbette ama duygularım ise tamamen ihtilal.
Ama oldu!
Korksak da adını anmaya
Düşleyebildim elbette, yaşasın popülizm.
Ucuzdu klavyemiz ve uzundu  şarj aletlerimiz. Neydi İslami jargon zulmü engelleyemeyen onu duyursun mu ? Kısadan.
Çok da reklam arası gibi sanki.
Medyada akan kan ve göz yaşı temalı yaklaşıma kapılmak ebrehenin ordusuna fil olmaktan bile farksız.
Yarına elveda diyenler sandıkta yine merahabayla mühürlerler.
Halay çekenlerdi, dilim karpuzdu derken ha birde dezenfektan vardı gündemimizde...
Bu sabah söz vermiştim 214 sayfalık TEHANU'yu bitirecektim.
Başaramadım.
Kaldım son 72 sayfada gün bitti yalanım belliydi zaten.
Ki zulme göz yummayacaktım.
Bunu da ben istemedim elbette.
Hadi bir screenshoot daha alalım ve kahrolsun bütün siyonizm ama var olsun ihalelerde bütün Siyonistler...
Tepkiliyim!
Ne kadar
"ÇOK"...[12.05.2021][İ.G]

 (Görsellerin Çizimi Bana aittir.)

4 Haziran 2021 Cuma

Yer , Deniz, Gök ve Agora...


Size Söylüyorum
Ey Deniz 
ve
Size Geliyorum Ey Gök.
Hitabım oluyor bu modernist bakışlara ve bütün yatışlara.

Mihraba doğuyorum oysa saatim şaşkın buralarda...
Onlarca zaman geçti ve ben kararlarımla ünlüyüm. Ani ve Dönülmez kararlarımla.
Eskinin flu'luguna katilim onu öldürdüğüm. Çok selalar okundu boğazımdan göğün üstüne doğru. Nice ezanlara uzandı kurumuş başlıklarım da  anca gölgesi oluştu.
Herkesin olmadığı zamanlarda doğdum ve ben kararlarımla ünlüyüm.
Nice eleştirilerim oldu siyasete ve putperest siyasetçilere. Agora dayım sahnede paganları öldürdüler yeni tanrıya hizmet ederken.
Agora dayım...
Nice ağıtlar yaktım öldürülen tanrıların peşine. Gündelik ağıtlarım var benim oysa farısî değil ki bakışlarım.
Hümanist miydik hepimiz ?
Yok canım sen feminazi bağımlısı değil miydin ?
Size söylüyorum Ey Deniz ve Ey Gök!
Dalıp kalmak istemiştim senin sinende sepesessiz...
Çıkmak belki birkaç adımlaydı oysa her anım narkoz değilmiş.
Abime gitmiştim. Hep Giderim, gideceğim...
Ağlarlar genelde orada, kıs kıs kahkaha atarak yazıyorum ve her anım sendin.
Ona da sıra gelecek elbette.
Savruluyorum.
Kararsız kaldığım bir an bile bilmiyorum sonrası zaten KIRMIZI.
Kırmızı!
Kırmızı Çizgimdir dikkat.
Sözlerim sarhoş köşem boş ve dünyam ise ıssız. Issız olanlar savrulurmuş öyle dediler.
S*ktirsin gitsinler.
Benim yerim de yurdum da bellidir, bir ömür sığdırdım oysa o bakışlara.
Denizler hyper motion geliyor artık sarp değil dalgaları
Ve
Bakire değil artık bacaklarım. Süpürmüyor gülücükleri martılar ve sloganlı yakamozlar. Doğru ya kahrolsun baloncuklar.
Üç söz söylediler. Her söz birbirine düşman kalanlar diğerlerine kıyas ve sonuncu zaten p*çin teki...
Sonsuz değil ki bu döngüm. 1500 yılın sonunda döngüyü de anlıyorum.
Sanırım anlıyorum.
Anlamalıyım.
Belki de anladığını sanacak kadar savruluyorum.
Saat gece 00.58 ve tarihlerim 19 Mart 2015 aklıma gelen biri var.
Farkhunda!
Yeri Kabil 
Yer Afkanistan.
Hiç eksik etmezim Farkhunda'ya selamımı...
Size Söylüyorum Ey Deniz  ve Size Geliyorum Ey Gök.
Pontegrom ile Kırmızı...[24.05.2021],[İ.G]

2 Haziran 2021 Çarşamba

Araftan Güruha...

Kağıt kalem yoktu elimde seneler sonra abimin başında kağıt kalem tuttum tekrardan. Hep yaptığım rutindi aslında evet evet artık bir rutindi.
Rutinimse hepsine tek tek selam vermek yüksek sesle.
Aldırış etmeden etrafa.
Araftan Mahşere...
Ee sayıları artık çoğaldı malum uzun sürmekte. Abimin başındayım ve artık 30'lu yaşımı biraz aşmakdayım.
Bir mezar taşının başındayım ben. İlk defa abimin fotoğrafının basılı olduğu mermer parçasını severken garip hissettim.
"İnsan abisini taş da sever mi dedim."
Taşa eğildim taş sararmış, taş yıpranmış ve taş yaşlanmış. 
9 senedir yaptığım eylem ilk defa garip geldi bana.
Abimin başındayım, küçük bir taş ile seviyorum abimi. Askeri nizam ile bir selam ve hızlıca bir hal hatır ettikten sonra döküyorum içimi dışımı abime.
Sırdaşım o benim .
Sırlı Taşım.
Teslimimdir ben tamamen abime ve belki de saplandım kaldım.
Ne kadar da zor bir ifade benim için.10'larca gül ağacı var üzerinde onlarca gül açmış ve al bayrak dalgalı göğünün yerine.  Teselli buluyorum kendim ile o fotoğraf arasında.
Yok ya hasta değilim
Hayat merhaba..!
Geldiğimizden beri yollardayız son günlerle tanrı ile savaştayım.
Bu hayata savaşmak için mi geldim yoksa aramak için mi bilmiyorum.
Belki yollarda heder olmak içindir ne dersiniz.
Günlerdir şiddetli rüyalar görmekteyim acı ile uyanmaktayım. Uykusuzum.
Uykuyu Özlüyorum.
Uyku Özlenir mi?
Özlüyorum.
Ne mescitteyim ne secde de ben ancak abimdeyim. Yıllar önceki yalnızlığı yok buraların!
Artık doldu buralar, taştı, taşıyor ve onlar ikişerli yatmaktalar.
4 yiğit daha, sonra kapanacak bu tarafın macerası.
Tabi siyasiler için buralar maceradan başka bir şey değil. Önceden gelirdi vali, belediye başkanı veya adamları şimdi devletçe tenha buralar.
Pandemik etkidendir yoksa onlara her gün vatan millet ve Sakarya..!
Güvenlik birimlerinden olan polisle geldik şehitliğe ee malum otobüsler çalışmıyor bu tam kapanmalı kapanmasızlıkta. Güç sahiplerine serbest mesela.
Hee filistin saldırısı varmış piyasada
kahrolsun israil
kahrolsun siyonizm
nidaları var dimağlarda.
İsrail'deki bir enerji şirketinin 1/4 ü türk şirketinmiş mesela. İç ihalelerde öncelikli değiller miydi bu Siyonistler.

Neyse,
Neyse,

kahrolsunlar.

Polis kardeşle bayramlaştık şehitliğe kadar ağzımızı bıçakla açamazdınız. İnsanlar polis aracını görünce bir gergin, bir telaşlı. 

Polis kardeşte bizden değil ki cezadan çekiniyorlar diyor sesli düşünerek. Ee muhakkak ondandır elbette. Arefe günü de annem ve babamı getirmişler. 

Şehit ailelerine hürmetten mi bilemem belki de ondandır. Diyor ya baştaki zaat şehitlerin emanetleri diye. İhanet dolu ifadelerle.

Şehitliğe geldiğimizde inanır mısınız huzurluyum oysa ben "ölümden nefret ediyorum." Korktuğumdan değil benim sevdiklerimi elimden aldığından. Polis şehitliği kalabalıktı inanmalısınız yalnızlık bile yabancı artık buralara.

Nedense gururluyum ve Gurur doluyum.

İnsanlara karşı bir güruh besliyorum ve biliyorum ki kontratımı unutmayacağız. Hepsine sesleniyorum "Selamın Aleyküm" diye.

İçten içe "Aleyküm Selam"...
[12.04.2021].[İ.G]